Davranışsal Finans Nedir?

Davranışsal finans, insanların finansal kararlarını nasıl aldığını anlamaya yönelik bir teoridir. Geleneksel finansın, bireylerin mantıklı ve rasyonel kararlar aldığını varsayarak hareket ettiği noktada, davranışsal finans bu varsayımı sorgular. İnsanların duygusal, psikolojik ve sosyal faktörlerden etkilendikleri ve bu etkileşimlerin, finansal piyasalarda görülen çeşitli davranış biçimlerini şekillendirdiği kabul edilir. Davranışsal finans, insanların finansal piyasalarla ilgili aldıkları kararları sadece ekonomik verilerle değil, aynı zamanda psikolojik eğilimleriyle de değerlendiren bir yaklaşımdır. Bu alan, özellikle yatırımcıların, ekonomiyle ilgili kararlar alırken nasıl irrasyonel davranışlar sergileyebileceğini incelemeye yönelik geniş bir literatüre sahiptir.

Örneğin, bireylerin hisse senedi alım-satımı yaparken sıklıkla aşırı güven, kayıptan kaçınma, sürü psikolojisi ve diğer duygusal faktörlerden etkilenmeleri mümkündür. Bu durum, bir yatırımcının piyasa trendlerine karşı kendi sezgileriyle hareket etmesine, dolayısıyla da doğru olmayan kararlar almasına yol açabilir. Klasik finans teorileri, yatırımcıların daima rasyonel kararlar alacağına dayanırken, davranışsal finans, insan davranışlarının çoğu zaman irrasyonel bir şekilde piyasa hareketlerini etkileyebileceğini gösterir.

Davranışsal Finans Teorileri Nelerdir?

Davranışsal finans teorileri, insanların finansal kararları alırken psikolojik ve duygusal faktörlerin nasıl etkili olduğunu araştıran bir dizi teoriden oluşur. Bu teoriler, geleneksel finansal teorilerin aksine, yatırımcıların rasyonel olmayan ve bazen irrasyonel davranışlar sergileyebileceğini savunur. Bazı önemli davranışsal finans teorileri şunlardır:

  1. Aşırı Güven Teorisi
     Aşırı güven teorisi, bireylerin kendi bilgi ve becerileri hakkında yanlış bir güven duygusu beslemeleri üzerine odaklanır. Yatırımcılar, finansal piyasalarda genellikle sahip oldukları bilgiye aşırı güvenerek yanlış kararlar alabilirler. Bu, hisse senedi seçiminde veya piyasa tahminlerinde fazla iyimser olmalarına yol açabilir.

     
  2. Kaybı Korkusu (Loss Aversion)
     Bu teori, insanların kayıpları kazançlardan daha fazla hissettiklerini ve bu yüzden kaybetmekten aşırı derecede kaçındıklarını savunur. Bu durum, yatırımcıların kaybettikleri parayı geri kazanma çabasıyla daha riskli ve irrasyonel kararlar almalarına neden olabilir. Ayrıca, kayıpların kazançlardan iki kat daha acı verici olduğu için, yatırımcılar kayıp yaşayan yatırımlarını daha uzun süre tutarak zararlarını daha da büyütebilirler.

     
  3. Sürü Psikolojisi (Herding Behavior)
     Sürü psikolojisi, bireylerin kararlarını çoğunluğun hareketlerine göre şekillendirmeleri durumudur. Piyasada bir grup yatırımcı belirli bir hisse senedini almaya veya satmaya başlarsa, diğer yatırımcılar da bu hareketi takip etme eğiliminde olabilirler. Bu, genellikle aşırı alım veya aşırı satım gibi piyasa balonlarına yol açar.

     
  4. Çerçeve Etkisi (Framing Effect)
     Çerçeve etkisi, kararların, verilen bilgilerin nasıl sunulduğuna göre değişebileceğini belirtir. Bir yatırımcı, belirli bir yatırımın riskini "kaybetme olasılığı" olarak değil, "kazanç elde etme şansı" olarak görmeye eğilimli olabilir. Bu çerçeve değişikliği, kişinin risk algısını etkiler ve yatırım kararlarını değiştirebilir.

     
  5. Temsiliyanlık (Representativeness Bias)
     Temsiliyanlık, yatırımcıların önceki deneyimlerinden veya belirli örneklerden hareketle genel sonuçlar çıkarma eğilimidir. Örneğin, geçmişte kazanç elde eden bir hisse senedinin gelecekte de aynı şekilde performans göstereceğini varsayabilirler. Bu, yanılgılara yol açabilir ve yatırımcıların doğru kararlar almasını engelleyebilir.

     

Bu davranışsal finans teorileri, finansal piyasalarda meydana gelen düzensizlikleri ve irrasyonel hareketleri açıklamak için kullanılır. Yatırımcılar, bu teorilerin farkında olduklarında, duygusal ve psikolojik faktörlerin etkisini daha iyi yönetebilir ve daha bilinçli kararlar alabilirler. Finans hakkında bilginiz yoksa finansçı olmayanlar için finans eğitimimizi inceleyebilir ve daha detaylı bilgiye sahip olabilirsiniz.

Geleneksel Finans Ve Davranışsal Finans Arasındaki Fark Nedir?

Geleneksel finans ve davranışsal finans arasında önemli farklar bulunmaktadır. Geleneksel finans, insanların rasyonel kararlar aldığını varsayar ve piyasalardaki davranışları çoğunlukla matematiksel ve istatistiksel modellerle analiz eder. Bu yaklaşıma göre, yatırımcılar her zaman piyasa koşullarına en uygun şekilde davranarak kar elde etmeye çalışırlar. Yatırım kararları, yalnızca mevcut veriler ışığında alınır ve bireylerin kişisel duyguları veya psikolojileri göz önünde bulundurulmaz.

Ancak davranışsal finans, insanların çoğunlukla duygusal ve psikolojik faktörlerden etkilendiğini kabul eder. Bu alandaki teoriler, finansal piyasalarda gözlemlenen bazı anormal davranışları açıklamaya çalışır. Yatırımcılar, bazen yanlış bilgi ve aşırı güven gibi faktörlerle karar alırken, bu kararlar çoğu zaman mantıklı veya rasyonel değildir. Örneğin, bireylerin "kaybı korkusu" veya "sürü psikolojisi" gibi psikolojik engeller, onların finansal piyasalarla ilgili aldıkları kararları etkileyebilir.

Bir diğer önemli fark, geleneksel finans teorilerinin piyasa verimliliği üzerine odaklanmasıdır. Bu teoriye göre, finansal piyasalarda tüm bilgiler zaten fiyatlara yansımaktadır ve bu yüzden yatırımcılar genellikle doğru kararlar alırlar. Ancak davranışsal finans teorileri, piyasa verimliliğinin her zaman geçerli olmadığını ve bireylerin yanlış davranışları nedeniyle fiyatların doğru olmayabileceğini savunur. Piyasaların her zaman rasyonel olmadığını ve duygusal tepkilerin bazen daha güçlü olduğunu kabul eder.

Sonuç olarak, davranışsal finans geleneksel finansın öne sürdüğü mantıklı ve rasyonel karar almayı sorgular ve yatırımcıların psikolojik etkilerden nasıl etkilendiğini anlamaya çalışır. Bu alandaki teoriler, yatırımcıların daha bilinçli ve etkili kararlar alabilmesi için önemli bir rehber olabilir.